3 Ağustos 2007 Cuma

İspanyol Pansiyonu ( L’auberge Espagnole )


Yönetmen:Cédric Klapisch

Senaryo :Cédric Klapisch

Görüntü yönetmeni:Dominique Colin

Müzik:Ardag

Oyuncular:Romain Duris , Cécile De France ,,,

Tür:Komedi

Yapım:Fransa, İspanya 2002 100 dakika (Renkli)

Dil:Fransızca

Tam olarak Erasmus programıyla alakalı bir film. Daha doğrusu Film, Paris'de ekonomi okuyan bir Fransız gencin , maliye bakanlığında çalışan babasının arkadaşının eğer ispanyolca öğrenirse işe alıcağını söylemesi üzerine ve yine aynı gencin hayatındaki bunalımlardan da kurtulmak için Erasmus programıyla İspanyaya gitmesini konu alıyor.
Film tam bir avrupa sinemasına yakışıcak tarzda. Yani kişiler, diyaloglar, mekanlar sizi gerçek bir "şeyi" izliyormuş izlenimi veriyor.
Gerçekten iki saati eğlenerek geçirebileceğiniz bir film. Tavsiye ederim...

2 Ağustos 2007 Perşembe

Erasmus'a neden katılmalı. 1. Bölüm


Uzun süredir Erasmus ve Öğrenci değişim programları hakkında yazmak istediğim ama okul, kurs, sınav derken bir türlü yazamadığım konular var…


Erasmus sürecinden önce kendi üniversite serüvenimi anlatmak istiyorum.

Şimdi diyeceklerimin çoğu kişisel. Üniversiteye başladığım günden bugüne, hiçbir zaman tek başına hiçbir “üniversite eğitiminin” benim için veya başka bir öğrenci için yeterli olacağını düşünmedim. Bunun için Üniversitede okurken kendi bölümümle ilgili topluluklarla ilgilendim, eğitimler aldım, organizasyonlarda bulundum, staj yaptım… Ve bunların sonunda görebildiğim şey ilk düşündüğüm şeyin doğru olmasıydı. Tanıştığım birçok İnsan kaynakları uzmanı kendi ağızlarından üniversiteden alınan eğitime değer vermediklerini açık açık söylüyorlardı. Artık iş dilenen üniversiteli sayısı o kadar çoktu ki, eskisi gibi işe alıp, işin içinde eğitmek yerine, üniversite yıllarında o pozisyonda staj yapmış, yetişmiş eleman arıyorlardı. (Bir arada neden staj yapılmalı konusunda da birkaç bir şey yazmak istiyorum. Neyse…)

Topluluk işlerinden de kendimi çektikten sonra ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım ve daha öncede duymuş olduğum Erasmus ile ilgilenmeye başladım. İlk başlarda zor görünüyordu, çünkü istediği şeylerin hiç biri bende mevcut değildi. Birincisi İngilizce ki Anadolu lisesinde okumama rağmen nefret ediyor ve bilmiyordum, ikincisi not ortalaması, topluluk ve diğer şeyler okulu “biraz” sarsmıştı ve üçüncüsü mülakat, en rahat olacağım konuydu hatta çok iddialı olabilirim bile denilebilir ama o da genel ortalamayı sadece yüzde on etkiliyordu. Ama uğraşmaya başladıkça işler yoluna girmeye başladı ve Erasmus işi hallolmuş oldu.

Burada benim girme şansımı oluşturan “benim”, ama bir şansım da bu programa çok ilginin olmaması. İlgi eksikliğinin birçok nedeni var.
Benim karşılaştığım en önemli üç neden şunlar!

1. Korku, evet korku, oralarda ne yaparız ne ederiz gibi kendilerince binlerce bahane uydurabiliyorlar öğrenciler!

2. Eğitim kalitesi, öne çıkan şeylerden biride, “biz burada ki dersleri Türkçe yapamıyoruz oradaki dersleri nasıl yapacağız veya orada ki eğitim buradan iyi değildir.”
Benim bunlara karşı dediğim şey ise şaka yapıyor olduklarıdır. Elbette ki eğitimin buradan daha iyi olduğunu söylemeyeceğim ama bunu söyleyen kişinin/kişilerin buradaki eğitimi gerçekten özümsüyor olmaları gerekir. Sizce bu oran yüzde kaçtır?!
İkincisi, tecrübeden neden kimse söz etmiyor! Neyse devam edelim bu konulara derinlemesine devam ederiz sonra.

3. gidilecek ülkenin beğenilmemesi; evet en önemli katılmama nedenlerinden biri de bu.
Bizim bölümümüz Polonya ya gönderiyor. Ve bölümde ki arkadaşlar bunu beğenmiyorlar. Sanırım zamanında fazla amerikan sinemasıyla büyüdük ve sonuç olarak gökdelen ve devasa alışveriş merkezi olmayan yerleri fazla ülkeden saymamaya başladık.
Neden beğenmedikleri soruyorum, yani burada bulup da orada bulamayacakları neler olabileceğini merak ediyorum ve doğal olarak açıklayıcı bir cevap gelmiyor.

Benim en çok karşılaştığım Erasmus programına katılmama nedenleri bunlar. Boşluk bulduğum bir zamanda bu üç önemli gitmeme nedeniyle ilgili daha ayrıntılı yazılar yazmaya çalışacağım.
Sizde kendi görüşlerinizi eklerseniz mutlu olurum.

Görüşmek üzere…

1 Ağustos 2007 Çarşamba

Başıma gelene bak...

Geçen gün Emniyete gittim. Sonuçta defter parası filan vermeyecektim daha önceden pasaport aldığım için. Polis belgeleri aldı, pasaportu aldı, herşey tamamdır derken, Burada ki fotoğraf sana benzemiyor demesin mi? Dedim "nasıl olur benim o?"
Açıklaması; pasaportta ki fotoğrafın eski olduğunu, şimdi gözlüğümün, topsakalımın ve bıyığımın olduğunu şimdi verse bile havaalanında problem yaşayabileceğimi söyledi.

Açıkcası iyi yerden yakaladı, bende sesimi çıkarmadım.
Sonuç ne mi?! Pasaportu aldım ama 75 lirayı da ödemiş oldum.
Saygılar :)